13 yaşındaki erkek çocuğun pipisi ne kadar olmalı

İştebir kız bir oğlan maceramız, kara kâğıttaki virgülcüğün de ortaya çıkmasıyla kesin olarak başladı. Yayım tarihi 12 Ekim 2011 secce tarafından. İkiz gebeliği, ikizlerle gündelik hayat (0-2 yaş), Kız çocuk - erkek çocuk olarak sınıflandırılmış bebek cinsiyeti, erkek bebek, gebe, gebelik, hamile, hamilelik Herne kadar çırpınırsanız çırpının tüm sırlarınız yüzeye çıkmaya başlar. Sorun ona asla kızamazsınız. Çünkü o öyle bir şey yapamaz. Çünkü o sizi çok seviyordur. Çünkü o sizin en yakın arkadaşınızdır. ''Ayrı anne babanın çocuğu olmak ne kadar güç.'' Belki olay bu kadar dramatize edilecek bir şey 27Ocak , 2007, 14:07:37 #8. Merhaba, Aslında beni geren sünnet olayından ziyade genel anesteziydi. Fakat hem sünneti yapan çocuk cerrahı hem de danıştığımız tanıdık doktorlar bu konuda endişelenmemem gerektiği konusunda fikir beyan ettiler. Sonra anesteziyi uygulayacak doktor ile de görüştüm. Komikliği kâğıt üzerinde yapıyorum’ H.SALİH ZENGİN Behiç Pek! İsmini duyunca onu hatırlamayacak insan pek çıkmaz gibi. Gırgır Dergisi’nde yazdığı Muhlis Bey kadar Zalak Mahmut tiplemesinden de tanıyacağınız ünlü çizer, şu an Leman Dergisi bünyesinde çalışmalarını, kendi deyimiyle patates burunlar yaptığı ‘çocukluğunu’ devam ettiriyor. Pipimuhabbeti. Nedir bu erkeklerdeki pipi merakı kardeşim? Hayır önceden " hep anaları yapıyor bunları böyle " derdim ama değilmiş arkadaşlar. Eşim de ben de erkek çocuğu bulana kadar 9 kız doğurmayı göze alan zihniyette insanlardan değiliz başka manyaklıklarım vardır ama bu konuda sicilim temiz. 6 yaşında bir kızım motor vixion tidak bisa distarter dan diengkol. Halvetiyiz biz erenler Nişansızlık nişanımız Soyumuz İbrâhim soyu Muhammed pirimiz bizim Ey aşıklar ey garipler Bu diyar hangi diyar Kerbeladir gam yüklüdür Kan gölüdür bu diyar Cemal yolu bulunur Allahı zikretmekle Resulullah bilinir Daim tevhit etmekle Aşık olan söz eylemez Aslına yalan söylemez Söz veripte geri dönmez Muhammede bak ibret al Söyledin özünde ara kendini Özünde gizlidir senin Muhammed Sözünde anlattın bize tevhidi Özünde gizlidir senin Muhammed Açılınca güller dalda Bülbüller ötüyor onda Hasan Hüseyinim gonca Kokulmuyor Muhammedsiz Cemalini seyredince Resulullah kim bilince Ehlibeyit söylenince Yanıyorum cemaline Güzel aşık cevrimizi Çekemezsin demedim mi Bu bir rıza lokmasıdır Yiyemezsin demedim mi Gel aşıklar gel arifler Gel Muhammedi bulalım Ey dost yolunda sadıklar Gel Muhammedi bulalım Previous Next Rüyada Küçük Erkek Çocuğu Pipisi Görmek Rüyada küçük erkek çocuğu pipisi görmek rızkın da aynı oranda çoğalacağına, tüm çabalara ve direnmelere rağmen bir türlü işlerin düzelmeyeceğine, kişinin bir süredir etrafındaki ikiyüzlülüklere ve yalanlara karşı tahammül edemediğine ve özel yaşamındaki kişilerle olan bağlarının zayıflamasından dolayı acı çekeceğine, insanların afiyet bulacağına, uzun zamandan beri hayalini kurduğu her şeyi gerçekleştireceğine, çok hayırlı ve büyük kazançlar sağlayacak adımlar atılacağına, verilen sözlerin yerine getirilemeyeğine ve yaşanacak bir zıtlaşmadan ötürü motivasyon kaybı yaşanacağına, tabir olur. Ayrıca rüyada küçük erkek çocuğu pipisi görmek varolan borçların ödeneceğine, şansının ve kısmetinin de ömür boyu açık olacağına, çalışmaların çok büyük başarılar kazandıracağına, bunun için gereken tüm imkânları elde edeceğine ve karşısına çok hayırlı kapıların açılacağına, herkesin çok sevdiği ve mutlu olduğu bir işle uğraşılacağına, sevdiği kişilerden büyük ihanetler göreceğine ve kurduğu hayallerin bir bir yıkılacağına, yorumlanır. ömür boyu devam edeceğine tabir edilir. büyük firmalar tarafından takip edilmeye başlayacağına delalet eder. elinden bazı mallarını çıkarmak zorunda kalacağına alamet eder. umutlarının ve emeklerinin boşa gideceğine yorulur. Dini olarak rüyada küçük erkek çocuğu pipisi görmek tabiri Dini olarak rüyada küçük erkek çocuğu pipisi görmek daha sonra düzelip tekrar ayağa kalkacağına, karar vermekte gecikirse belki de hayatı boyunca kendisini hiç affetmeyeceği durumlara düşeceğine ve çok büyük üzüntüler yaşayacağına, duygularını açığa vuracağına, eğer bu durum başarılı olursa rüya sahibi ile tanıdığı arasında çok büyük bir bağ kurulacağına ve çok büyük bir huzura erileceğine, büyüyeceğine ve böylece kazancının da yerinde olacağına, günahkar olacağı işlere gireceğine, çok büyük çalışmalar gerçekleştireceğine, yanlış işlere girileceğine, delalet eder. Psikolojik olarak rüyada küçük erkek çocuğu pipisi görmek yorumu Psikolojik olarak rüyada küçük erkek çocuğu pipisi görmek sorunlarının günden güne artacağına, yatırımlarından yana zarar edeceğine ve bu nedenle tüm düzeninin, sorunlara hızlı bir şekilde çare bulunacağına ve çok doğru adımlar atılarak aile hayatına renk getirileceğine, kavgaların ve anlaşmazlıkların baş göstereceğine, verilen sözlerin yerine getirilmesi sırasında hiç hesapta olmayan problemlerle karşılaşılacağına, deyim yerindeyse üzerindeki ölü toprağından silkeleneceğine, zorlukları ve dertleri de allah’ın yardımı ile aşmayı bileceğine, KONULARDA RÜYA TABİRLERİ ESERLERİMİZ  SON EKLENENLER GÜNÜN AYETİ Evvel’dir O, başlangıcı yoktur; Âhir’dir O, sonu yoktur; Zâhir’dir O, her şeyde belirir; Bâtın’dır O, gözlerden gizlenmiştir. Her şeyi en güzel biçimde bilendir O HADÎD-3 ÖZLÜ SÖZLER Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir. Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun? Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır. Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. Hz. Ali Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur. Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir. En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır. Alem-i Berzah insanın kendisidir. Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır. Mutaşabih ayetler ledünidir. Ölüm ve cehennem korkusu Hak'ka dost olmayanlar içindir. Şartlanmalardan ve önyargılardan arınmadan kimse masum olamaz. Uzlaşmak için bahane arayan düşman zıtlaşmak için bahane arayan dosttan daha iyidir. Baki hakikatler fani merkezli inşa edilemez. Her zorluğun çözümü sevgidir. Allah var gayrı yok sevgi var dert yok. Allah de ötesini bırak. Sorunları erteleyen ve örten değil çözüm üretip sorunları çözen olmalıyız. Kişinin irfanı kemalatı nispetinde şeytanı da nefsinin şiddetinde olur. Kötü huylardan kurtulmanın en keskin yolu ilahi aşka yanmaktır. Mücevherden sarraf olan anlar, başkası bilemez. Ne fark eder kör için elmas da bir, cam da bir. Eğer sana bakan kör ise sakın sen kendini cam sanma.Mevlana Kendini oldum ve doğru zannedenler kendileri gibi düşünmeyenlerden rahatsız olurlar. Eflatun'a dediler ki "Ne kadar çok çalışıyorsun". O da dedi ki "hayır ben sevdiğim işi yapıyorum" Allah kuluna sevdirdiği her işi kuluna kolaylaştırır. Kurtuluş hidayete tabi olanlar içindir. Selam olsun hidayete tabi olanlara. Tevhid-i Ef-al meratibi ihvanın kendi gerçeğine seyir haritasıdır. Kişi ilk önce kendisinin arifi olacak ki Rabbinin arifi olabilsin. İnanmak başka şey, teslim ve tabii olmak başka şeydir. Kalıcı dostluklar edinin. İhvan gibi yaşa, gerisine karışma. Mutlu insan başkalarının mutluluğu için yaşayandır. İslam dini istişare esaslıdır. Allah için affet, Allah için paylaş. İhvanlığını işine göre değil, işini ihvanlığına göre ayarlayacaksın. Kul, iradesini Allah’a teslim edendir. Hakk'ı hatırladığımız unuttuğumuzdan fazla olsun. "Olacağım" diyene engel yok, "olmayacağım" diyene bahane çok. Ben merkezli değil, biz merkezli olun. Dervişçe yaşamak, tevhitçe yaşamaktır. Yaptığınızı azimle yapın, hırs ile yapmayın. Kullukta devamlılık esastır. Önce emin insan olmalıyız. Derviş, halinden belli olmalıdır. Beşeriyet kemalâtın hammaddesidir. Mükemmeliyet istikamette daim olmaktır. İnsanın cismi arza, ruhaniyeti semaya mensuptur. Yaradılış farziyetimiz hakkı bilmektir. Hakk'ı tanımanın ön şartı Resulûllah’ı tanımaktır. İnsanın sırrında Allah’ın sonsuzluğu vardır. Kulluğa bahane yok değer üreteceksiniz. Şikayet, Mevla’ya hürmetsizliktir. Kulluk adına yapmadıklarımıza hiçbir bahane geçerli olmayacak. Bu âleme kavga için gelmedik. Telkin öncelikle bizim nefsimize olmalıdır. İnsan, Allah’ın sırrı Allah da insanın sırrıdır. Varlığımızın sebebi zuhuru, Cenab-ı Resulûllah’tır. Kullukta teslimiyet “Rağmen” olmalıdır. Kazası olmayan tek şey hayatımızdır. Sevgi dışındaki bütün hallerde zorluk vardır. Nefsinde mevsimi hazan olanın, gönül mevsimi bahar, Ahireti bayram olur. Hayat yaşamak, yaşamaksa sevmektir. En güzel keramet istikamet üzere olmaktır. Kişinin Rabbini tanıması için kendini tanıması lazım. Hakk’ı ancak Mirat-ı Muhammet’ten görebiliriz. İnsanı Hakk’ta sonsuzlaştıran ve yaşatan, sevgidir. Sevgi bütün yaratılanların varoluş mayasıdır. Sevgisiz olan her mekân ve mahâl mundardır. Sevgi Allah için yanmak ve olmaktır. Allah’ın ve Resulullah’ın sevgisi ile yanmayan gönül hamdır, ahlâttır. Hakikat ehlinin sermayesi aşk-ı sübhandır. Talepte kararlılık, kararlılıkta da sabır esastır. Sabır, sadrın genişliği kadardır. Sadır genişliği ise; kabulümüz, sevgimiz kadardır. Kamil insan demek;Bütün duygularda,düşüncede ruhta olgunlaşmış insan demektir., Dervişân, Mürşidinin eşiğinde sadık olduğu sürece, farkında olsa da olmasa da tekamül halindedir. Kim ki Allah’ı ciddiye almaz ise; Allah o kimseyi ciddiye almaz. Hakkı görmeyen gözler amadır. Gayret olmadan kişinin ulaşacağı hiçbir âliyet olamaz. Kendi gerçeğimize yol bulmak için arz üzerinde var olan bütün mevcudiyetten istifade edeceğiz. Bu fırsat âleminin bir tekrarı daha yoktur. Hiçbir oluşum kendi halinde, kendi başına müstakil değildir. İhvan isek bir iddianın sahibiyiz demektir. İhvanın kemâlâtı, olgunluğu, karşılaşmış olduğu olumsuz tecellilere verdiği tepkilerle ölçülür. Kişi muhatabı ve müdahili olmadığı hiçbir meselenin şahidi olamaz. Herkes kazanımlarını kayıplarını tespit etsin ki şuurlu bir hayat yaşayabilsin. Birebir uyarılar insanı daha çok uyandırır. Bütün canlılara dostça yakın olmalıyız. Tekâmül için her anı yeniden yaşamak , her anın yeniden talibi olmak zorundayız. Gayret etmeyen kişiden Kâmil insan olmaz. Ehl-i talip bu Kâinatın özelidir, özetidir. Kul, hizmeti kadardır. Kul, sevgisi kadardır, Kul hoş görebildiği kadardır. Kul feragat edebildiği kadardır. Kul paylaşabildiği kadardır. Ehl-i ihvan’ın sevgisi Rabbi’nin sevgisi, meşguliyeti Rabbi’nin meşguliyeti olmalıdır. Her an Rabbi ile meşgul olanın, muhatabı Rabbi olur. Güzel bakmalı, güzel konuşmalı, güzel dinlemeliyiz. Hayırları geciktirdiğimiz zaman şerre dönüşür. Şerleri geciktirdiğimiz zaman hayra dönüşür. İhvanın irşad olmasının ön şartı teslimiyattır. İlmen yâkinlik; bilmek ve kabul etmektir. İhvan telkin edileni yaşadıktan sonra Hakkel yâkina ulaşır. Kul, Rabbini ne kadar ciddiye alırsa, Rabbi’de onu o kadar ciddiye alır. Rahman’ın sevgilisi olmak gönlü cenab-ı Resulullah’a yönetmek ve tabi olmakla orantılıdır. İhvan, kendi özünde kâmil duruşa ulaşırsa, onda bir değil de nice esmanın açılımı, nice sıfatın inkişaf ve izhariyeti yaşanacaktır. Dünkü gibi konuşan, dünkü gibi anlayan, dünkü gibi yaşayanın anı ve akibeti hüsrandır. Ehli gönül olan, ,Resulullah’a ve Ehli Beyt’egönül veren Ehl-i İhvan’ın seyr-i sülüğü nefis merkezli akıl ile değil gönül merkezli akıl iledir. İhvan, hayırda ve şerde damlayı derya mesafesinde görecek kadar Rabbini önemseyen olmalıdır. Hakka vuslat, ancak aşk- sübhân ile olur. Aşığın, sevgisinin sancısıyla uykularının kaçması lazım ki, orada aşktan söz edilebilsin. Hayatla zıtlaşan değil hayatla uzlaşan olmalıyız. Eğer kişi yarışacaksa hayırda yarışsın selâmda, yarışsın, paylaşmada hoş görüde affetmede yarışsın. Kişi tercihinin neticesini yaşar. İnsan, sevebildiği kadar, değer üretebildiği kadar insandır. İhvan, arif olmalı ve gönlünü bütün olumsuzluklardan arındırmalıdır. Herkes yaptıklarının neticesini yaşayacak. Biz kulluğumuzu her gün yeniden yenilemeliyiz. Üstünlük ancak takva ile sevgi iledir. Allah hiçbir zaman abes ile iştigal etmez. Her işte bizim için hikmet ve hayır vardır. Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır. Herkesin şeytanı, Cebrail’i, Mikail’i, İsrafil’i ve Azrail’i kendisiyle beraberdir. Ehl-i ihvan demek arif olan, Hakk'a eren demektir. Sevginin tezahürü ibadettir. Eğer inanıyor, iman ediyor, seviyorsanız, yap denileni yapacak ve aksatmayacaksınız. Sevenin ne gecesi ne gündüzü ne yorgunluğu ne bahanesi ne de mazereti olur. Karşılaştığımız zorlukların tamamı tekâmül için ikrarımızı ispat içindir. Bu âlem teşbih, tespit, tenzih, takdis ve şahadet âlemidir. İnsanın Hak katında kadri, kıymeti sevgisi kadardır. İnsan, yaşadığı zorluklar aşabildiği engeller kadar insandır. Hiç zorluk, acı çekmeden, uğraş ve çaba sarf etmeden kimsenin başarıya ulaştığı görülmemiştir. Hepimiz Allah’ın Resulûllah’ın ve Ehlibeyt’in aşkından muhabbetinden istifade edip Hakk’ta bakileşebilecek yetilere sahibiz. İnsan, asliyeti kendisine unutturulmuş varlıktır. Müsemmâ ehli olan için, isimler değişşe de asliyet değişmez. Hiçbir güzelliği kendimize mal etmeden, bütün güzellikleri Rabbimizden bilmeliyiz. Herkesin imtihanı iddiası kadar olur. Yani iddiası büyük olanın, imtihanı da büyük olur. Kâinat, insan için, insana hizmet için halk edilmiştir. Hayatın tamamı, kulluğun ve dostluğun talimidir. Kişi bilgisinde değil yaşantısında kâmil insan olur. Bizim yaşadıklarımız; tercihlerimizin, taleplerimizin ve dualarımızın neticesidir. Mezheplerin farklı olması, dünya iklimlerinin, ırkların ve kültürlerin farklı olmasındandır. İrfan mekteplerinin temelde aynı, detaylarda farklı farklı olması insanların, meşreplerinin farklı farklı olmasındandır. Kimi takva ile kimi zikrullah ile, kimi hizmet ile, kimi de ibadet ile Hak rızasına ulaşmak ve kâmil insan olmak arzusundadır. Din adına zıtlaşmalar, taraflaşmalar ve tefrikalar çıkarmak Rahman’ın ve Kuran’ın reddettiği duruşlardır. Elin eksiğiyle uğraşan, kendi eksiğini hiçbir zaman göremez. Biz bu âleme eksik tespit zabıtalığına gönderilmedik. Âşık; mâşûkunu hususiyetle geceleyin, en çok yalnızlık halindeyken düşünür. Geceleri ve seher vakti çok özeldir. Dostluğun ilk şartı sevmektir. Fakat çıkarsız beklentisiz sevmektir. Dost olmak, dostun her türlü yüküne katlanmaktır. Bizim için yaşamak bir gündür, o da bugündür. Kulluk adına yapmamız gereken ne varsa sabırla ve ihlâsla yapmalıyız. Hak katında gıdalanmanın birinci esası, âdab-ı Muhammediye ve hakıkati Mahmudiye ile kıyam durmaktır. Biz eyvallah tacını, sensin’ tacını başımızdan, hiçlik hırkasını da eğnimizden hiçbir zaman çıkartmayacağız. Bir damlanın hiçliğe ulaşması, onun deryaya düşmesiyle olur. Bize ulaşan her tecellinin, Mevlâ'dan olduğunun bilincinde olalım ve rıza gösterelim. Sakın tecellilerden kahreden, kederlenen olmayalım. Tecellilerden şikayetçi olmak, kulun Rabbine olan saygısızlığıdır. İhvan, hangi tecelli içinde olursa olsun, mutlaka güzel düşünmeli ve güzel değerlendirmelidir. Edep ve âdap dışında nefes almayalım. Biz, Cenâb-ı Resûlullah’ın vitrini olmalıyız. Bütün nimetler ve âliyetler, gayret ve hizmet iledir. Biz hangi hali yaşıyorsak bizim için hayırdır ve hikmetlidir. Hikmete tabi olanlar hikmet ehli olurlar. "Senin için Ya Rabbi" zevkiyle hayatı yaşayalım. Huzur, ancak tevhid ile aşk ile sevgi ile Allah’a ve Resûlun’e yönelmek iledir. Güzel ahlâk ve sevgi insanlığın omurgasıdır. Her gününü son gün, her namazını son namaz, her muhabbetini son muhabbet gibi kabul eden kişinin yaşantısı Ehl-i ihvanca olur. Büyük laf etmemeye sahibi olalım. Ehl-i Beyt olmak, hem nesebi hem de mezhebidir. Ehl-i Beyt, Kur’an’ın ete kemiğe bürünmüş halidir. Yaptığımız her şey kulluğumuzu ispat edercesine olmalıdır. Halkı memnun etmek için Hakk'ı incitmeyelim. Kemalat, hissedilen ilk nefesten son nefese kadar sadece Allah ve Resûl’u için say ve gayret etmektir. Tevhid-i Ef-al hakikatin zübdesi, tevhidin nüvesidir. Kullukta edebi olmayanın Hak’ta izzet bulması mümkün olamaz. Hikmetleri seyretmenin tek şartı, tecellilere karşı sabırlı olmaktır. Kişi yaşamış olduğu imtihanları aşabildiği kadar tekâmül etmiş olur. Aslında bize zor gelen tecelliler, bizim için ikramdır. Kulluğun esasında yap denileni yapıp sonucuna da razı olmak vardır. Bütün kâinat, kişinin kendi hakikatine misaldir. Öncelediğimiz Allah ve Resûl’u olmalı. Ertelediğimiz ise nefsimizin arzu ve istekleri olmalıdır.. Dervişi tekâmül ettirecek olan iştiyakı, kendine olan telkini, ve gayretindeki kararlılığıdır. Her günü yaşamak, her günü diğer günden farklı bir alana taşımak için biz bugünün talebesiyiz. Hatasını kabul edip hatasından dönen kul hayırlı kuldur. Hedefi olmayanın istikameti de olmaz. İhvan ne dünle ne de yarınla zaman kaybedecek sadece anını ve gününü değerlendirecek. İhvanlık, halde örnek olmaktır. Aile yaşantımızla, tecellilere olan tepkilerimizle, kişilerle olan ünsiyetimizle, her halimizle hele hele de ibadete olan düşkünlüğümüzle fark edilmeliyiz. Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, Hak katında şerefli olamaz. İbadet etmenin hoşnutluğunu yaşarken bu hoşnutluğu, ibadet etmeyenlere karşı bir üstünlük saymadan fail Allah'tır zevkiyle yaşamalıyız. Kıyas, şeytani sıfatlardandır. Karşımızda gördüğümüz eksikliği önce kendimizde tetkik etmeliyiz. Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrine mürşitsiz yol bulamaz. Baki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak Hak’ta ölüp Hak’ta dirilmektir. Hayata ders veren değil de hayattan ders alan talip olmalıyız. Anlayan ve öğrenen olmalıyız. Anladığını genişleten, hayatına uyarlayan olmalıyız. Tasavvuf önce şeriat-ı Muhammediye ile hakikat-ı Mahmûdiye ile hikmetler talim edilir. Bir meselenin görevlisi olmak ayrı şeydir, gönüllüsü olmak ayrı şeydir. Ehl-i ihvanla konuşularak halledilmeyecek hiçbir mesele olmamalıdır. Hak dostları bir araya geldikleri zaman bakışmaları bile muhabbettir. İhvanlığın dört ana esası vardır; ihlas, şecaat, cesaret ve cömertliktir. Hayatın tamamında, her adımda, her bir nefeste; bir tuzak, bir imtihan vardır. Gönül, Rahman ile coşarsa; kişi karşılaştığı her türlü tecelliye sabır ve tefekkür ile mukavemet gösterir. İhvan, ne Dünya ne de ahiret beklentisi olmaksızın kulluğunu fi-sebilillah yaşamalıdır. Kur’ân'ı öğrenmeye, okumaya, okutmaya, anlamaya ve yaşamaya çalışalım. İslam, yap denileni yapmak; yapma denilenden uzak durmaktır. Kulluğunu yarına erteleyenin Allah sevgisi yeterli değildir. Tekâmül etmek için sürekli gayret halinde olmalıyız. İnsana olan sevgisizlik Allah’a olan sevgisizliktir. Allah’a vuslat ancak Aşk-ı sübhan ile olur. Hak’ta bâki olabilmek için kayıtsız şartsız teslim olmalıyız. Dilimizde zikrullah ile gönlümüzde her daim muhabbetullah ile inşa olmaya çalışmalıyız. Şeriatın ihlâl olduğu yerde hakikat olmaz. Her türlü tecelliden istifade edecek kadar arif,hiçbir zorluktan yılmayacak kadar da dirayetli olalım. Arif olan baktığı her zerreden, karşılaştığı her tecelliden kendisine istikamet arar. Ehl-i ihvan hatasında ve günahında ısrar etmeyen ve tövbesinde aceleci davranandır. Âşık maşukundan gelen cefalardan haz duymazsa gerçek aşık olamaz. Kendisindeki gayrilikten arınan insan için dışarıda ve içeride gayri olan hiçbir şey kalmaz. Kişinin samimiyeti, sadakati ve sevgisi ona istikamet verir. Bizden istenilen öncelikle safiyet, samimiyet ve sadakattir. Ehl-i ihvan öyle bir kristalize olacak, safiyet kazanacak, kendi benliğinden öyle bir sıyrılıp latifleşecek, şeffaflaşacak, kendine ait bir renk zan düşünce ve duygu kalmayacak ki Allah’ın boyasıyla boyansın yani Resûlullah’ın haliyle hallenmiş olsun. Gayret, kulluğun esasıdır. Biz bildiklerimizle amel edelim. Bilmediklerimiz, bize bildirilecektir. Her Ehl-i ihvan bulunduğu cemiyette fark edilmelidir. Bizim sabrımıza, bize kötülük yapanların şahitlik etmesi lazım. Asli maksadımız, nefsimizi ve Rabbimizi tanımaktır. Gayret etmeyen kişiden kâmil insan olmaz. İhvan, kendi hakikatine seyri sülük ederken hem dünyasını hem de ukbâsını saadete erdirmiş olur. Muhabbetimiz Resûlullah’ın ve Ehl-i Beyt’in muhabbeti, davamız Hak davası olsun. Eğer insan Rahman’ın aynası olacaksa yansıtıcılığının çok net,arı ve duru olması lazımdır. Eğer bir olumsuzlukla, zorlukla karşılaşıyorsak, bu bizim olumsuzluluğumuzdandır. Arz ve semada her ne olursa insan ile ilişkilidir. Sözümüzün ilk müşterisi kendi kulağımız olmalıdır. İslâm şahitlik ile başlar, şuhut ile yaşanır. Ve yine şahitlik ile kemal bulur. Hangi başarı vardır ki uğraşsız gayretsiz ve gönülsüz zuhura gelsin. Aşığın ölümü Hakk’ta vuslat, sonsuzluğa uyanmak ve sonsuzluğu yaşamak olur. Artık etrafımızla ve kendimizle olan kavgamızı bitirip, sevgiyle nefes almanın gayretinde olmalıyız. Kişinin kararlılığı tecellilere gösterdiği mukavemeti kadardır. Aşık hep maşukundan söz etsinler, hep ondan konuşsunlar ister; zaten gayrı şeyler aşığı rahatsız eder. Kişi mutmain olmadıkça kulluğunda, dostluğunda hep hüsrandadır. Cemal aşıkları için gayri olan her şey haramdır. Zikrin esası namazdır, muhabbetullahdır. İhvan, hayatın tamamında Rahman’ın iradesi altında yaşamaya dikkat ve özen göstermelidir. Her şeye rağmen seveceğiz Her şeye rağmen hizmette gayretli olacağız Kulluk, içinde Rabbi'nden başkasını bulundurmayan, gayrilerden boşalmış hiçlik makamıdır. Hayatın ve kulluğun emanetçisi olduğumuzu, bu emaneti taşımamız ve ehline teslim etmemiz gerektiğini hatırdan çıkartmamalıyız. Hayatı hep Hakkça yaşamanın gayretinde olmalıyız. Hayat, bizi kullukta belirli bir kıvama taşımak içindir. Kendine gafil olan, Allah’a arif olamaz. Her varlık Hakk'tandır ve Hak ile kaimdir. Bütün masivalardan arınmak, “ölmezden önce ölmek” Hak’ta ebed olmak; olağanüstü bir azim ve gayret ister. Kişinin kararlılığı, cesareti, azmi ve sevgisi bir arada tekmil olursa; kişinin önünde aşamayacağı engel ve mâni olmaz. Talibin âli ve en yüce değerlere ulaşabilmesi, Allah ve Resûlu’ne olan muhabbeti, sevgisi ile orantılıdır. Hedefimiz ve gayemiz, bugün tevhid noktasında Allah’ı Resulullah’ı ve Ehl-i Beyt’i dünden daha farklı idrak etmek ve yaşamaktır. Tevhid adına bize yapılan teklifatın tamamını yaşamak, bizi kendimize döndürmek ve kendi hakikatimizle tanıştırmak içindir. Tevhid meratiplerindeki yaşam talimlerinin tamamı, bizi kendi ruh derinliğimizdeki iç potansiyelimizden istifade ettirmek adınadır. İhvanın bilip, yapmak isteyip de yapamamasının sebebi kendisinde yetersiz olan kararlılığı, gayreti ve talebidir. Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, mükerrem ve münevver olamaz. Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrinde mürşitsiz yol kat edemez. Kulluk adına yaşanılacak ne kadar âli değerler varsa, bunların tamamı ancak mürşid-i kâmilin nezaretinde ve refakatinde yaşanılabilir. Bâki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak, Hakk’ta ölüp Hakk’ta dirilmektir. Yaşadığımız ne tür olumsuzluk olursa olsun, bizim hedefimize olan iştiyâkımızı arttırmalıdır. Her türlü olumluluk ve olumsuzluktan istifade eden olalım. Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır. İhvan, kendisini yargılayan, kendisini öz eleştiriye açık tutan ve kendini kemâle taşıyan olmalıdır. İhvan, ancak telkin edilen hikmetli sözleri, hadisleri ve ayetleri yaşantısına uyarlayarak gayretinde istikamet bulabilir. Kim hidayeti dilerse hidayete ulaşacak; kim hidayete ulaşmak istemezse Rahmân da ona hidayet etmeyecek. İnancı olmayanın istikameti olmaz. İnsan-ı asli Allah’ın aynasıdır. Nurun olduğu yerde zulüm, dinin olduğu yerde kin, sevginin olduğu yerde nefret olmaz. Ehl-i ihvan demek arif olan gerçeklere eren demektir. Herkes tercihinden yönelişinden meyil ve rızasından sorumludur. Nimete ulaşmak için mutlaka hizmete talip olmalıyız. İhvan düşünmekle, keşfetmekle ve gayret ile kemâlat bulur. “Rabbim” diyen için zaten zorluk yoktur. Hedefi olmayanın istikameti de olmaz. İslam, aslen teslim olmak ve selamet bulmaktır. NAMAZ VAKİTLERİ Hamile kalmadan önce, oğlum olsun isterdim. Düz duvara tırmansın, koştursun, top oynasın… Kız çocuklarını çok bilmiş bulurdum. Hatta “kızım olursa asla onlar gibi yetiştirmeyeceğim, ne biçim eğitmişler, kız resmen küçük bir kadın” diye söylenirdim. Her çocuk hakkında yorum da yapardım. Hamile olduğumu öğrendiğimde, kızı erkeği bir kenara bıraktım, sağlıklı olsun diye dua ettim. Ve geldi bizim cüce. 🙂 İyi ki geldi, hoş geldi. Daha önce günahını aldığım annelerden özür diliyorum. Meğer çocukların içinde “bilmiş” olmak varmış, anne babalar yapmıyormuş. İnanamıyorum Irmak’ın tavırlarına. O mimikleri nereden öğrendi, o cümleleri kimden duydu anlamıyorum. Öyle cümleler kuruyor ki insanların yanında, ağzım açık kalıyor. Birkaç kez “bunları neden öğretiyorsunuz” uyarısı bile aldım. Birazdan okuyacaklarınızı gerçekten öğretmiyorum, duyuyor işte, bir şekilde bir yerlerden duyuyor. Evet, koşturuyor, basket oynuyor, futbol oynuyor, ama o mimikler yok mu… Bütün sporcu kişiliğini bir kenara bırakıp, bilmiş kız çocuğunu ortaya çıkarıyor. Tatilde, uyumadan önce Bobo serisinden bir kitap okuyorum. Bakıyor, bakıyor ve bombayı patlatıyor – Anne, Bobo’yu çizmişler ya, peki bizi kim çizdi? – Nasıl yani Irmak? – Yani ağzımı, kaşımı, gözümü, bacaklarımı, kollarımı kim çizdi? – ………………….. Sofradayız, soru patlatıyor – Anne, dedem anneannemin arkadaşı mı? Yoksa damadı mı? – Kocası kızım kocası – Haaaa anladım anneeeee Geçen gün kuafördeyim. Orda başladı konuşmaya “Ahmet Abi biliyor musun, benim babam erkek, pipisi var, yani ayakta çiş yapıyor” Yer yarılsın da içine gireyim istedim, gerçekten! Utandım, morardım, “sus” dedim. Ama ne yalan söyleyeyim, güldüm de. 🙂 Tatilde deniz kenarındayız “Anne, ben bikinimin üstünü giymeyeceğim. Daha küçük memelerim. Baba da giymiyor. Anne olunca giyerim. Anne olana kadar giymek yok.” Üst üste hapşırdım, cücenin yorumu “Bak anne gördün mü hasta oluyorsun işte. Sen yarın işe gidince arkadaşların sana geçmiş olsun diyecek mi? Benim sözümü dinlemedin, dikkat etmedin, hasta oldun. Burnun tıkalı, damla damlatman gerek…” Bu cümleleri arka arkaya kuruyor ve ben karşımdaki 3,5 yaşında mı 13,5 yaşında mı anlayamıyorum bazen! Beni en çok çıldırtan, sinirden ağlatan cümle “Biliyorum, kakamı tuvalete yapmalıyım. Ama canım istemiyor. Bu yüzden de bezime yapmaya devam edeceğim.” Gece bir uyanıyoruz, koynumuzda yatıyor. Pervane de açık tepede. Panikle kapatıyoruz tabii. Sabah soruyorum – Kızım sen dün gece neden geldin? – Uyandım, canım sıkıldı, pıtı pıtı yürüdüm yanınıza geldim anne. Sen korkma diye geldim bir de… – Peki! Yine bir yerden duymuş olmalı, şöyle cümleleri var. İnanamıyorum kulaklarıma. – Ah anne, keşke bir tane daha Irmak olsa, o okula gitse, ben evde oynasam… – Keşke bir tane daha Irmak olsa, o uyusa ben anneyle işe gitsem – Keşke bir tane daha Irmak olsa o babayla oynasa, ben anneyle oynasam… Evde Hansel Gretel canlandırıyoruz. Arkın, cadı. Ben Hansel, Irmak Gretel. Cadı bizi yakalıyor. Beni, yani Hansel’i yemek üzere. Irmak, yani Gretel beni kurtarması gerekirsen cadıya sesleniyor. – Hadi cadı, kardeşimi ye de görelim. – Sağol kızım. Attın beni cadının önüne… Burnu tıkanmış, nefes alamıyor. – Gel aşkım, damla damlatalım sana – Bana ver anne, kendim damlatacağım. – Ve gerçekten kendi damlatıyor… İlle her şeye cevap verecek bir de. Susmak yok. – Hadi Irmak gel beraber bakkala gidelim. – Canım annem, ben de hep seninle bakkala gitmek istemiştim zaten. İyi ki varsın. Hadi giydir beni de gidelim. – 🙂Cevap vermekte zorlandığım bir soru daha“Anne, biber gazı ne demek? Biber mi koyuyorlar içine? Neden şarkısı var? Neden tencere tava çalıyoruz?” ve devam ediyor “Neden ağaçları kestiler. Ben park istiyorum ama…”.. İşin ilginci, her akşam 9’da “hadi tencere saati” geldi diyor. İnsan her akşam 9’da sorar mı? Tam saatinde… Nasıl bir zamanlamadır bu? BİRKAÇ ÇELME Büyümüş de küçülmüş insan modeli… Ama hakkını yemeyeceğim, tatilde bizi hiç üzmedi kızımız. İştahsız çocuk gitti yerine ağzı durmayan çocuk geldi. Uykusu da sorunsuzdu. Denizden eve dönerken de ağlamadı, ısrar etmedi. Yoruluyordu ve kendisi dönmek istiyordu zaten. Bir tek yüzme konusunda sıkıntı yaşadık. Hatun, kolluk da taksa, simit de taksa hakimiyeti bırakmıyor, ayaklar ille yere değecek. Asla öne ya da arkaya yatmıyor. Bir nevi, suya teslim olmuyor diyebiliriz. ben de böyleymişim. Ayakta yüzmüşüm yıllarca Suda yürüdü bir hafta. Şapka da takmıyor, başını da ıslatmamıza izin vermiyor. Birkaç kere yanlışlıkla ! suya düştü çelmelerimiz sonucunda. Kızma Irmak, her şey senin iyiliğin için. Sen de bu kadar inat etmeseydin. KİM DAHA BÜYÜK Bu aralar bir de takıntısı “büyük mü, küçük mü” merakı. Gördüğü bütün çocuklardan daha büyük olmak istiyor. Yeğenim Ayşe, Irmak’tan 4 ay büyük. Her buluştuklarında Irmak “senden daha büyüğüm” diyerek Ayşe’yi kızdırıyor. Beni de her gün en az 5 kere “Ayşe’den daha büyüğüm” diye yokluyor. Ah kızım, şimdi büyük olmak istiyorsun, ama benim gibi 35 olunca da küçülesin geliyor… ZORLANIYORUM Bu arada, mama sandalyesi de evden de evden gitti artık. Büyüdüğünü ilan ediyor. Ancak kaka konusunu çözemiyoruz. Tuvalete yapman gerek dediğimde “Bir kere yapmıştım” diyor. Bu işin altından nasıl kalkacağımı bilmiyorum. Ya 5 yaşına kadar devam ederse. O kadar zor ki. Kendi de farkında yanlı yaptığının. Hem bezi bağlatıyor hem de “herkes rahatsız olacak, kötü koktu diyecek” diyor. Başkasını örnek versem, “Ben Irmakım, böyle yapacağım” diyor. Hiçbir yöntem işe yaramadı. Kendi haline bıraktım, ama bu da böyle gidiyor. E ne yapacağız biz? Cinselliğin keşfine adım atan çocuklara nasıl davranmalı? Çocukların sağlıklı bir cinsel yaşam sürebilmeleri için, ailelerin onları doğru bilgiler ile yönlendirmeleri gerekiyor diyen Op. Dr. Gökçen Erdoğan, çocukların cinsel kimliklerinin farkında vardıklarında dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı. Çocuk 2,5 - 3 yaşlarında cinsel kimliğinin farkına varmaya başlar. Bu yaşlar, tuvalet eğitimini kazanmaya başladığı dönemdir ve kendi cinsel organının farkına varır, ona dokunmaya başlar. Dokunduğunda da haz aldığını keşfeder. ÇOCUĞUNUZLA DOĞRU İLETİŞİM KURMANIN YOLLARI Çocuk kendi cinsel kimliğinin farkına varmaya başladığı andan itibaren yardıma ihtiyaç duyar. Örneğin erkek çocuk, kendini keşfettiğinde annesini görür. Ama kendinde, annesinde olmayan bir şey olduğunu fark eder. Kendinde var, annesinde neden yok diye düşünür. Aynı şekilde, kendinde olan şeyin kız arkadaşlarında olmadığını görünce de kafası karışır. Burada ailelerin devreye girip açıklama yapması önemlidir. Çocuk gördükleri ve duyduklarından yola çıkarak, soru sormaya başladığında cinsel eğitimin de başlaması gerekir. Ancak çocuğa detaylı bilgi aktarmak doğru değildir. Yaş büyüdükçe daha fazla detaya girilebilir. Cinsel kimliği keşif sırasında ailelerin çocuğu yanlış yönlendirmesi ileriki yaşlardaki cinselliğine de olumsuz yansır. KIZ ÇOCUKLA ERKEK ÇOCUK FARKLI MIDIR? Emme dürtüsü ile doğan bebekler, anne sütünü emmenin dışında parmak emme davranışı ile stresli olduğu durumlarda rahatlamaya çalışır. Tuvalet eğitiminin başlamasıyla birlikte de çocuk cinsel organını daha net görür, eller, keşfeder ve cinsel organına dokunduğunda haz aldığını fark eder. Ancak bu haz cinsel bir uyaran şeklinde değildir. Daha çok parmak emmenin verdiği rahatlatıcı zevke eşdeğer bir durum gibidir. Erkek çocuklar genelde pipilerini çekiştirerek haz duygusu elde eder. Kız çocukları ise sürtünerek haz alırlar. İlerleyen dönemde ise çocukların belirli objelerle, oyuncaklarla ya da doğrudan ellerini kullanarak genital bölgelerini uyarmaları ve beraberinde kalp atışında hızlanma, sık nefes alıp verme, kızarma, terleme gibi fiziksel belirtilerin gözlendiği durumlar, çocukluk mastürbasyonu’ olarak tanımlanır. Anne babaların, mastürbasyon yapan çocuğa yanlış yaklaşımları ve hatalı davranışları onun gelecekti cinsel yaşamını derinden etkileyebilir. Çocuğun merak ettiği konuların, onun anlayabileceği bir dilde anlatılması gerekir. Genelde kız çocuklarına anneler, erkek çocuklarına babalar anlatmalı. Çünkü burada bir özdeşim söz konusudur. Kız çocuk kendini anneye, erkek çocuk da babaya daha yakın hissedecektir. Çocuğun karşı cinsle olan ilişkisinin belirli sınırlar içinde olması gerekir. Örneğin, çocuklar birbirlerinin cinsel organlarını açıp kontrol etme isteği duyarlar. Bunu bir ya da iki kere yapabilirler. Ama devamlı hale gelmesi sakıncalıdır ve aile tarafından bunun yanlış olduğu çocuğa anlatılmalı. Cinsel kimlik karmaşası özellikle kız çocuklarında ortaya çıkar. Kız çocukları erkek çocukların pipilerini gördüklerinde kendilerinde olmadığını fark ederek bir yoksunluk içine girebilir. Ama ileriki zamanlarda bu karmaşıklık ortadan kalkar ve kendilerini kadın olarak nitelendirmeye devam eder. Erkek çocuklarda da benzer bir durum olabilir. Çok fazla anneleriyle bir arada olurlarsa, onu taklit etmeye kalkarlarsa ya da en yakın arkadaşları bir kızsa ve onun gibi davranmaya çalışırlarsa bir cinsel kimlik karmaşası yaşanabilir. ÇOCUĞUNUZLA BANYO YAPMAYIN Çocuk kendi cinsel kimliklerinin farkına vardıktan sonra anne babanın dikkatli olması, çocuğun yanında giyinip soyunmamaları, birlikte banyo yapmamaları veya çocuğun onlarla beraber yatmaması gerekiyor. Böyle durumlarda çocuk, cinsel kimliğinde sapma gösterebilir. Örneğin erkek çocuk, annesi giyinip soyunurken annesine özenebilir ve kendi cinsel kimliğinin farkına varmayabilir. Bu tip cinsel kaymalar çoğunlukla çocuğun ilk cinsellik deneyiminde karşımıza çıkar. Eğer erkek çocuğu çok fazla feminen tavırlar sergiliyorsa veya kız çocuğu rahatsız edici düzeyde maskülen tavırlar takınıyorsa, mutlaka bir uzmandan yardım alınması gerekiyor. UTANMA DUYGUSU NASIL GELİŞİR? Çocukta utanma duygusunu aile geliştirir. Eğer aile cinsellik kötü bir şeymiş gibi davranırsa veya bu konuda tamamen sessiz kalırlarsa çocuk kendi içinde bunun konuşulmayacak, kötü bir şey olduğu düşünür. Gizli gizli kendi bulmaya çalışır. Bu yolla da yanlış bilgiler edinebilir. Örneğin; cinsel organıyla oynayan çocuğa sık sık uyarıda bulunmak yerine, “hadi gel birlikte bir faaliyet yapalım” diyerek, çocuk fark etmeden ilgisini başka bir şeye odaklamak da daha yararlı olur. HÜRRİYET AİLE Bu yazı 110681 kez okundu Yayınlanma Tarihi 11 Şubat 2014 Salı, 1823 Güncelleme Tarihi 28 Ocak 2014 Salı, 0824

13 yaşındaki erkek çocuğun pipisi ne kadar olmalı